Geri

Acil durumlar

Diş Ağrısı

Dişlerimizle ilgili acil durumlar hakkında bilgi sahibi olursak, gerekli durumlarda müdahale edebilmemize imkan tanır. Diş hekimliği ile ilgili olarak, diş ağrısı, travmalar (darbeler), dişlerin yerlerinden çıkmaları (avülsiyon), iltihap gibi durumlar ortaya çıkabilir.
Diş ağrısı, derin diş çürükleri, iltihap, çarpma, vurma gibi darbeler ve mine çatlakları gibi durumlarda ortaya çıkabilir. Bunlardan, acil olarak tanımlanabilecek olanları, genellikle diş çürüklerine bağlı olanlarıdır. Çürük ağrısı, zonklayıcı ya da batıcı tarzda olabilir. Bununla birlikte pozisyona bağlı ağrılar da olabilir. Ayakta durunca azalan ağrılar, yatar pozisyonda şiddetlenebilir. Diş çürüğüne bağlı ağrılarda hastaların yapabilecekleri, ağrı kesici tarzı ilaçlar kullanmak ve diş hekimine başvurmaktır. Ağrının kendi kendine geçmesi halinde, çürük ihmal edilmemeli, yine de doktora gidilmelidir. Ağrı geçse bile, çürükten kaynaklanan iltihap, çene kemiklerine yayılabilir ve enfeksiyona sebep olabilir.

 

Travma (Kazalar)

Dişlere gelen travmalar, çeşitli hasarlara sebep olabilirler. Hafif darbeler, kısa süre uyuşukluğa ve ağrıya sebep olabilirler. Daha ağır darbeler, dişilerde çatlak, kırılma ve yerinden çıkma gibi sonuçlara sebep olabilir. Hafif darbelerden sonra dişe dikkat etmek, çok sert gıdalar ısırmamak ve dişin kendisini toparlaması için bir kaç gün fırsat tanımak gerekir.

Dişin görünür şekilde kırılması ve yerinden çıkması halinde acil olarak diş hekimine başvurmak gerekir. Kırılan ya da yerinden çıkan diş, yere düşüp kirlendi ise, tercihen içme suyu ile yıkanmalı ve ılık süt dolu bir bardak içerisinde hekime gidilmelidir. Süt bulunamazsa, kırık diş ağız içerisinde, dilin altında muhafaza edilebilir. Travma durumlarında, ne kadar hızlı müdahale edilirse o kadar başarılı olunur. Bu tedavinin acil safhasından sonra, mutlaka tedavinin devamını takip etmek gerekir. Bu dişlerde travma sonrasında kök erimeleri görülebilir. Bunu engellemek için dişlere kanal tedavisi yapmak gerekebilmektedir. Bu ancak takiple anlaşılabilir.

 

Yumuşak Doku İltihapları

Baş-boyun bölgesinden kaynaklanan iltihaplar, çok sıkı biçimde takip edilmesi gereken durumlardır. Baş-boyun bölgesinin bu açıdan önemi, bu bölgeden kaynaklanan iltihapların çok hızlı biçimde yayılabilmesidir. Beyne uzanan damarların ve sinirlerin yoğun olarak burada toplanması, enfeksiyonların direkt olarak beyne ulaşmasına sebep olabilir. Bu açıdan, bu bölgede meydana gelen iltihapları ciddiye almak gerekir. Basit yaralanmalardan ya da sivilcelerden kaynaklanan iltihaplar olabileceği gibi, dişlerden ya da bademcik, sinüzit gibi yumuşak doku kaynaklı iltihaplar da tedavi edilmedikleri durumda tehlikeli olabilir. Bazı durumlarda dişlerden kaynaklanan iltihaplar yumuşak dokuya ya da tam tersi yayılmalar olabilir.

Yumuşak doku iltihapları, basit ilaç tedavileriyle düzelebileceği gibi, iltihabın yayılması halinde, cerrahi müdahale gerektirebilecek şiddete de ulaşabilir. Gerekli tedavinin yapılmaması halinde iltihap, lenf bezlerine ve vücudun diğer bölgelerine yayılarak ciddi sonuçlara sebep olabilir.

 

Diş Apseleri

Diş apseleri, çürük ya da diş eti kaynaklı mikrobik yapıların, kemik ve yumuşak doku içine yayılması şeklinde oluşur. Bazı durumlarda yavaş gelişim gösterirler ve nispeten daha az ağrılıdırlar. Bununla birlikte bazen hastalar, akşam yatarken hiç bir şeyleri olmadığını, sabah kalktıklarında ise dişlerinin şişmiş olduğunu ifade ederler. Bu oldukça ağrılı bir durum olabilir. Bu durumda ağrının kendi kendine kesilmesini beklemeden, direk olarak hekime başvurmak gerekir. Bazı kişiler, eş-dost tavsiyesi ile antibiyotik ilaçlar kullanmaktadırlar. Bilinçsiz antibiyotik kullanımı, iltihabın geçici süre ile baskılanmasına, fakat tekrar oluşması halinde daha da dirençli olmasına neden olabilir. Buna ek olarak, bazı hallerde gereksiz ilaç yüklenmeleri de olabilmektedir.

Hatta bazen, basit bir müdahale ile çözülebilecek sorunlar için gereksiz yere ilaç kullanılmış bile olabilir. Bu sebeple hekim tavsiyesi dışında ilaç kullanmamak gerekmektedir.

Baş-boyun bölgesindeki iltihapların tedavisinde çok dikkatli olmak gerekmektedir. Bu bölgeden geçen damar ve sinir yapısı, oluşan iltihapları, başta beyin olmak üzere vücudun kritik bölgelerine taşımasına ve çok ciddi hastalıklara sebep olmasına yol açabilir.

 

Çene Eklemi Travmaları

Çene eklemleri, vücudun diğer bölgelerindeki eklemler gibi, travmalar, iltihabi hastalıklar, kas hastalıkları gibi sebeplerle işlevlerini kaybedebilirler. Çene ekleminin önemi, hemen hemen 24 saat devamlı çalışmasıdır. Çene çıkması, darbe ve kas tutulması sonucunda çene ekleminin yuvasından çıkmasıdır. Bu, oldukça ağrılı bir durumdur. Çene eklemlerinin yerinden çıkması durumunda hastanın yapması gereken şey, eklemi olabildiğince sıcak tutmak ve en acil biçimde diş hekimine ya da ortopedi uzmanına başvurmaktır.

 

Perikoronit

Perikoronit (operculitis) özellikle alt 20 yaş dişlerinin arka taraflarında oluşan iltihabi durumun genel adıdır. Diğer dişlerde de oluşabilen bu durum, diş eti çevresinde yiyecek birikimi sonucunda ağrı ve şişkinlik biçiminde ortaya çıkar. 20 yaş dişlerinin yarım gömülü olduğu durumlarda bu durum daha sık görülür. Perikoronit tablosuna ilgili tarafta şişkinlik, ağrı, yutkunma zorluğu ve ağız açmada kısıtlılık eşlik eder. Bu durum, genellikle 20 yaş dişinin çekilmesi ile düzelir. Çekim öncesinde bazı durumlarda doktor tavsiyesi ile antibiyotik kullanılması gerekebilir. Bazı durumlarda dişleri çevreleyen iltihaplı diş etinin çıkartılması da (operkulektomi) tedavi yöntemlerinden biridir.

Perikoronit şikayeti olan hastalar genellikle eş dost tavsiyesi ile doktora gitmeden, ağrı kesici ve antibiyotik tedavisine başlarlar. Bu ilaçlar, şikayetleri kısa süreliğine baskılar. Fakat etken ortadan kaldırılmadığı için kısa bir süre sonra, eskisinden daha şiddetli biçimde tekrar ağrılar ve iltihap ortaya çıkar. Bu tablo birkaç sefer tekrar ettikten sonra o bölgedeki iltihabi durum daha da şiddetlenerek kistleşir ve bu durum dişin çekilmesini de engelleyen bir duruma sebep olabilir. Bu nedenle bu sorun ilk ortaya çıktığı zaman doktora başvurmak ve tedaviyi geciktirmeden yaptırmak çok önemlidir.

 

Ağız Yaraları – Aft ve Uçuk Nedir?

Aft, yanak, diş eti ve dil üzerinde görülen yuvarlak şekilli ve sarımsı soluk renkli ağrılı lezyonlardır. Bayanlarda daha sık rastlanan bu durumun sebebi henüz belli olmamakla birlikte, stres, bazı besinler (sirke, turşu, acılı gıdalar), travma, sıcak gibi bazı etkenler bu durumu arttırabilir. Diş macunu içerisindeki bazı maddeler de aft oluşumunda etkilidir. Bazı sistemik ve metabolik durumlar da aftlara sebep olabilir. Behçet hastalığı, B12 vitamin eksikliği, sigara kullanımı vb. de sebeplerden bazılarıdır. Aft lezyonları çıktığı anlardan itibaren ağrıya sebep olur. Bu lezyonlar 7-10 gün içerisinde iyileşir. Aft lezyonu üzerine uygulanabilecek bazı ilaçlar ağrıyı azaltır ve iyileşme süresini kısaltabilir.

Ağızda görülen bir başka ağrılı lezyon uçuktur. Uçuk, herpes virüsünün sebep olduğu bir lezyondur. Bu virüs vücutta bulunur ve yorgunluk, direnç düşüklüğü ve hastalık gibi zamanlarda baskın hale geçer ve ağız içi bulgular görülür. Bu lezyonların çıkmasından önce bu bölgede ağrı ve gerginlik görülür. Bu esnada uçuk farkedilirse bazı ilaçlar kullanılarak daha hafif geçirilmesi sağlanabilir. Uçuk oluştuktan sonra 7-10 gün içerisinde kendi kendine iyileşir.

Ağız yaraları bazı hastalıklardan önce ya da sonra, yorgunluk ve direnç düşüklüğü durumlarında ve ilaç kullanımıyla bağlantılı olarak çıkabilir. Bu durumun nadiren görünmesi normaldir. Bununla birlikte çok sık tekrarlayan ve iyileşmeyen yaralarda mutlaka doktor fikri almak gerekmektedir.